Aile ve Evlilik

Aile Terapisi

Aile ve evlilik kurumunun özellikleri, içinde bulunduğu toplumun sosyal yapısına göre farklılıklar gösterebilir. Her ne kadar zamanla boyutları ve içeriği değişime uğrasa da aile, insanlık tarihi boyunca  toplumun temel birimi olma özelliğini korumuştur ve tüm toplumlarda büyük benzerlik gösteren üreme, ekonomik gereksinimleri karşılama, çocukların eğitimini planlama, din eğitimi verme, boş zaman etkinliklerini gerçekleştirme, aile üyelerinin birbirlerini korumaları ve karşılıklı sevgi ortamı yaratma gibi ortak işlevlere sahiptir. Bu fonksiyonları yerine getirebilen ve üyelerine doyum sağlayan aileler de sağlıklı aile olarak tanımlanmıştır.Sağlıklı...

Evlilik Terapisi

Evlilik,  genel olarak kendine özgü ya da karı- koca arasında belirlenmiş kuralları olan yasal  bir tören, kontrat veya davranış olarak tarif edilir. Duygusal anlamda ise evlilik, yaşamlarımızı yan yana, el ele ve karşılıklı sevgiyle bir arada sürdürebilmek için kendimizi eşimize adamamızdır. Evlenmeye karar verdiğimizde; birbirimize destek olmak, evimizi geçindirmek, çocuk sahibi olmak,  düş kırıklıklarını hazmetmek, kazanılan zaferleri kutlamak, cinsellik, hobilerimiz kısacası tüm yaşamımızda güç birliği oluşturmak için birbirimize söz vermişiz demektir. Bununla birlikte evlilikte mutluluk, doyum ve beklentilerin gerçekleşmesi, ancak ve...

Evlilikte Mutluluk Ve Uyum İçin Tavsiyeler…

Ufak tefek tartışmalar elbette ilişkilerin tuzu biberidir. Ancak yine de sorumlulukları yeterince paylaşmamak, sürekli eleştirmek, suçlamak, küçümsemek, sorunları görmezden gelmek, birbirini ihmal etmek vb. negatif tutumlar, sevginin ve de beraberliklerin en büyük düşmanlarındandır.Evlilik ilişkisi; sevgi, saygı, sadakat, samimiyet, paylaşım ve hoşgörü ile yürütülürse mutluluğun, yürütülemez ise de mutsuzluğun temel kaynağı olabilmektedir. Siz de birlikteliğinizin sağlıklı ve huzurlu bir şekilde yürümesini istiyor, hem mutlu bir iletişim hem de uyumlu bir cinsellik yaşamayı arzuluyorsanız, ister evlenmeyi düşünüyor ya da evlilik hazırlığı yapıyor olun, isterseniz...

Aldatılan Kişi Neler Yaşar?

Aldatılan kişi, kendini yetersiz, beğenilmeyen, ilgi çekmeyen biri olarak görür. Bunun sonucunda haksızlığa uğradığını düşünen, öfkeli ve partnerine dokunmak istemeyen bir eş ortaya çıkar. Aldatılan kişilerde “keşke”ler çoktur; ilişkisinde harcanan emek, zaman, yaptığı fedakarlıklar, gösterdiği sadakat vb. tümü zihninden film şeridi gibi geçer. Aynı zamanda kişi aldatanı aldatma girişiminde de bulunabilir; burada asıl amaç aldatmak değil intikam almaktır.Aldatmalarda zannedildiği gibi tek neden, kişinin eşiyle yaşadığı ilişkisinde cinsel ve duygusal anlamda doyuma ulaşmaması değildir. Çocukluğundan itibaren değersizlik duygusu içinde büyüyen biri, uygun ortamda bu duygusunu tatmin...

Bağlanmanın Kimyasalları

Şehvet; cinsel doyum sağlamaya yönelik olarak partnerle yaşanabilecek bir aşerme hali olarak tanımlanabilir. Bu nedenle de şehvet, yeni arkadaşlıklar edinmeyi, zevk ve macera yaşamayı, hem beden hem de zihnimizi gevşetmeyi sağlarken, romantik duygular bize aşık olmayı, hatta aşık olduğumuz için başka birinden ayrılmayı öğretir. Sevgiyle bağlanma ise sevdiklerimize ilgi ve şefkat gösterebilmeyi ve bakım verebilmeyi öğretir.Şehvetin testesteron, aşkın dopamin, norepinefrin ve seratoninle ilgisi biliniyor. Bağlanma içeren seviyenin hormonları ise oksitosin ve vazopressin adlı hormonlardır. Kadında oksitosin salgısı doğum sırasında artar....

Aşkın Kimyasalları

Ünlü Psikiyatrist Mehmet Z. Sungur aşk’ı; ‘’ben’’leri yok etmek pahasına ‘’biz’’ olmak, sınırları iyi çizilmiş bir evliliği ise ‘ben’’leri koruyarak ‘’biz’’ olabilmek şeklinde tanımlar. ‘Aşk bir görme kusuru, evlilik bu kusurun tedavisi, sadakatsizlik ise ‘’biz’’i yok etme riskini göze almaktır’ der. Aşk öylesine bir kaynaşma ihtiyacıdır ki Freud; aşkın benlik (ego) ile aşık olunan arasındaki sınırları tehdit ettiğini söylemiştir. Ne var ki bu görme kusuru nedeniyle idealize edilen kaynaşma hali çok uzun sürmeyecektir. Zamanla her şeyi olmasını istediğimiz gibi görmekten...

Sevgililer Günü Mesajı

SEVGİ'Lİ...Ne güzel kelimedir "sevgili". TDK anlamını bilmem ama bana göre "alabildiğince sevgiyi sunan" dır. Her telaffuz ettiğimde yerel bir ressamın yaptığı tablo gelir aklıma: Yüzü seçilmeyen bir insanın avuçlarından akan gökkuşağımsı taşkın bir ırmak...Önce belli belirsiz bir renktir sevgili. Göğsünüze rengarenk ve zarif bir broş takar gibi iliştiriverir sevgisini.Yürek onun için attıkça göz alır ışıltısı. Dudaklarınızın kenarındadır hep, durup dururken gülümsemelerinize gebe. Avuçlarınızın içinde durur sanki sıcaklığı. Düşündükçe tüm dünyayı ısıtabileceğinize kalpten inanırsınız. Yürek kanatlanmaya hazır bir kuştur sanki, gider hep sevgilinin yamacında tüner.Aşk...Unutturur.!! Yol...

Her Gün Sevgili Olun!

Toplumumuzda maalesef hala sevginin, aşkın ve en mahrem ilişki olan cinselliğin hakkı yeterince verilememektedir. İlişkileri bir ve birarada tutan olgun sevgi, eşlerin birbirlerine saygı duymaları, güvenmeleri, dikkat etmeleri, koşulsuz kabul etmeleri, takdir, şefkat duymaları ve kendileri olmakta özgürlük tanımaları üzerinde inşa edilebilir. Yakınlık ve tutkuyla beslenen sevgi, bu sayılan temel niteliklere olan bağlılıktır. Bağlılığın en güzel şekilde gösterilmesi gereken bir gün olan 14 Şubat’ı kutlarken ne yazık ki sevgili olmayı tam olarak bilmiyoruz. Bireysel özgürlüğün en uç noktasında yer alan sevmek ve...

Sağlıklı İlişkiler

İlişki ve özellikle evlilik, hayatımız boyunca emek vermemiz ve üzerinde çalışmamız gereken bir beraberliktir. İlk ayların ve hatta ilk bir kaç senenin heyecanlı dönemlerinde ilişkiler, genelde güzel ve mutlu bir şekilde ilerler, fakat yılların beraberinde getirdiği rutin, ilişkinin monotonlaşmasına sebep olabilir. Özellikle çocuk sahibi olduktan sonra eşler kendi arzularını ve ihtiyaçlarını uzun bir süre için arka plana atmak durumunda kalabilir ve ilişki içerisinde iki kişinin paylaşım alanı genelde çocukların bakımı, eğitimi, sorunları vs. haline gelebilir. Ve çocuklar büyüyüp ebeveynlerine daha az ihtiyaçları...

Mutsuz Evlilikler

Evlilik, yarım ve yalnız olan bireyin diğer yarısını bulması ve tamamlanmasıdır. Yani ‘ben’i koruyarak ‘ben’ ve ‘sen’ den ‘biz’ oluşturabilme arzusudur. Birbirine “eşit” olmayan ancak eş olarak “eşit haklara sahip” olan kadın ve erkek, birbirinden farklıdır ve dünyaya farklı açıdan bakarlar. Genel olarak her parçayı ayrı ayrı algılayıp birbirine ekleyerek resmin tümünü oluşturan erkekler, dünyayı “dar” açıdan görürken, önce resmin tamamını gören, sonra parçalarını keşfeden, parçaların arasında nasıl bir bağlantı olduğunu anlayan, ayrıntılardan çok bütün üzerinde duran kadınlar,  “geniş” açıdan...

BİLGİ ve RANDEVU!