Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
Günümüzün en popüler ve en etkili terapi uygulamalarından biri olan Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), artık Bilişsel Terapi ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Geniş çaplı ve şimdiki zaman odaklı bir psikoterapi türü olan BDT, hemen hemen bütün ruhsal zorlanmalarda kullanılabilmektedir. Depresyondan yola çıkarak yaratılmış olmasına karşın diğer birçok alanda da (OKB, Anksiyete Bozuklukları, Panik Bozukluk, Sosyal Anksiyete Bozukluğu, Fobiler, Travma Sonrası Stres Bozukluğu…) etkinliği bilimsel yöntem ve çalışmalarla kanıtlanmıştır.
BDT, psikolojik sorunların uygun olmayan düşünce biçimlerinden kaynaklandığı varsayımına dayanır. Düşünce- Duygu- Davranış, BDT’nin ayrılmaz üçlüsüdür ve döngüseldir. Bu düşünce biçimleri nedeniyle duygular ve davranışların oluştuğunu, anıların biçimlendirildiğini savunur. Bu nedenle de fonksiyonel olmayan düşünceler ile bunların devam etmesini sağlayan davranış ve tutumları değiştirmeye yöneliktir.
“İnsanlar bir şeyden değil, ondan edindikleri izlenimden rahatsız olurlar.” Epictetus
“İnsanın dünyayı ve çevresindeki olayları anlamaya yönelik yaptığı zihinsel işlemlerin tümü“, biliş olarak tanımlanabilir. Kişiler, dış dünyadan bilgiyi alır, bu bilgiyi sentezler, diğer bilgilerle kıyaslar ve kişiselleştirir. BDT’ye göre kişilerin olumsuz düşüncelerinin ve duygularının sebebi olaylar değil, kişilerin bu olayları yorumlama şeklidir. Bu yüzden BDT olaylarla değil olaya yapılan yorumlarla ilgilenir. Kişiler, bu yorumlarında seçici algılama, aşırı genelleme, abartma, küçümseme, keyfi çıkarsama vb. bazı çarpıtmalar yapabilir. Çeşitli teknikler kullanarak bu çarpıtmaları değiştirmek de terapinin temel amaçlarındandır.
BDT Nasıl Uygulanır?
Uygulanan terapi kişiye özeldir. Ancak yine de elbette ki bazı temel ilkeleri vardır. Danışan ve terapist arasında, yakınlık, saygı, güven gibi bileşenlerin olması gerekmektedir. Öncelikle mevcut sorunlar ve kişinin bu sorunlara yaptığı yorumlar incelenir. Terapiye, tanıdan bağımsız olarak “şimdi ve burada” sorunları incelenerek başlanır, yani geçmiş sorunlar ve gelecek kaygıları değil kişinin bu durumlara “şimdi” nasıl tepki verdiğiyle ilgilenilir.
BDT, hem terapist hem de danışan tarafından bir ekip çalışması olarak görülmelidir. Her seansta ne yapılacağı, seansların ne sıklıkta olacağı ve ev ödevleri hakkında birlikte karar verilir. Danışanlara, işlevsel olmayan düşünceleri ve inançlarını keşfetme, bu düşünceleri değerlendirme ve onlara yanıt verme öğretilir. Bu düşünce ve inançları, duygu durumunu ve davranışları değiştirmek için bazı teknikler kullanılır.
BDT, diğer bütün psikoterapilerden farklı olarak eğitici ve öğreticidir. Danışana kendi terapisti olmayı öğretmeyi ve tekrarı önlemeyi amaçlar. Terapinin hedefleri zamanla sınırlıdır. Her danışanın terapi seanslarının ne kadar süreceği ortalama olarak bellidir ve yapılandırılmıştır. Bu süre de 45 dk.dır. Hangi seans olursa olsun, o seans ne yapılacağı, belirli bir yapıyla çerçevelenmiştir. Terapistin hedefi, kişilerin şikayetlerinin hafiflemesine yardım etmek, en fazla rahatsız eden problemlerini çözmelerinde yardımcı olmak ve benzeri sorunlarla baş etme becerilerini öğrenmesini sağlamaktır.
BDT Kimlere Uygulanır?
Toplumsal ortamlarda BDT’nin etkinliğini kanıtlayan bir çok araştırma yapılmıştır. Yapılan yüzlerce araştırma sonucunda, etkin olduğu ve kişide nörobiyolojik değişikliklere yol açtığı kanıtlanmıştır. Diğer çoğu psikoterapiye göre daha kısa sürmesi ve ekonomik olması bakımından düşük ve orta sosyo-ekonomik düzeydeki kişilere de uygulanabilir. Bazı durumlarda davranışçı çalışılması; çocuklarda, eğitimsiz kişilerde, Mental Retardasyon (zeka geriliği) olan kişilerde vb. çalışılabilirliği kolaylaştırmıştır.
Özetle Depresyon, Panik Bozukluk, Anksiyete Bozukluğu, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Sosyal Anksiyete Bozukluğu (sosyal fobi), Fobiler (köpek, kedi, uçak, asansör…), Davranış Bozukluları, Madde Kullanım Bozuklukları, Beslenme Bozuklukları, Öfke Kontrol Problemleri, Çift ve Aile Sorunları, Yas gibi ruhsal sıkıntılarda BDT’nin etkinliği kesin olarak ispatlanmıştır. Bu ve benzeri sorunları olan her yaştan ve çeşitli kültür seviyesindeki kişilere uygulanabilmektedir.