Nomofobi : Cep Telefonu ve İnternetten Mahrum Kalma Korkusu
Nomofobi; Teknolojinin gelişmesi ve internetin çok hızla yaygınlaşması, hayatın her alanında büyük kolaylıklar sağlasa da bu ikisini bir arada sunan cep telefonlarının aşırı kullanımı gibi olumsuz bir sonucu da beraberinde getirmiştir. Buna bağlı olarak dünya üzerinde milyonlarca teknoloji kullanıcısının bir kısmında, zaman içinde cep telefonu ve internet kullanımından mahrum kalma kaygısı gelişmeye başladı ve bu kaygı, “nomofobi” olarak tanımlanan yeni bir rahatsızlığın görülmesine yol açtı. İngilizce “no mobile phobia” sözlerinin kısaltılmasından oluşan Nomofobi, kısaca cep telefonu ve internetten mahrum kalma korkusu olarak ifade edilmekte olup hem sosyal yaşamdan uzaklaştırmakta hem de psikolojik sorunlara davetiye çıkartmaktadır.
Kadınlara oranla erkekleri daha çok etkileyen ve özellikle genç yaş gruplarında görülen bu hastalık, ilk kez 2008 yılında İngiltere’de yapılan bir araştırma sonucunda tanımlanmış ve araştırmaya göre erkeklerin %58’i ile kadınların %48’lik kısmının bu fobiden acı çekmekte olduğu, %9’luk bir kesimin ise cep telefonları kapalıyken stres yaşadığı saptanmış. Bu oranların 18-24 yaş arası gençlerde % 76’ya kadar çıktığı tespit edilmiş. Yine cep telefonu kullanıcıları arasında yapılan bir başka araştırmada, telefon kullanan her iki kişiden birisinin telefonunu hiç kapatmadığı belirlenmiştir. Bu kullanıcıların içinden her on kişiden birisi de daima ulaşılabilir durumda olmayı tercih ediyor. Bu kişiler, kontörleri bittiğinde, şarjları tükendiğinde, cep telefonlarını kaybettiklerinde, operatörlerin kapsama alanı dışında kaldıklarında yüksek düzeyde endişe yaşamaktadırlar.
Fobi, genel olarak kişinin, belirli nesneler ya da durumlar karşısında duyduğu, kapıldığı kaygılı, olağan olmayan, hastalık derecesinde güçlü korkudur. Nomofobi de aynı şekilde cep telefonunu ve internetten mahrum kalmaktan korkma, mahrum kalınca aşırı kaygı ve korku geliştirme ve bu duruma anormal tepki göstermedir. Cep telefonundan hiç ayrılamayan bu kişiler genellikle yalnız kalmaktan ya da iletişim sorunu yaşamaktan korkan kişilerdir. Cep telefonu ve internet bağımlılığında da tıpkı diğer bağımlıklarda olduğu gibi kişi nasıl ki bağımlı olduğu şeye ulaşamayınca yoksunluk belirtileri yaşıyorsa, gittikçe daha fazlasına ihtiyaç duyuyorsa, nomofobide de aynı etkiler görülür. Bu kişiler cep telefonlarına o kadar bağımlı olurlar ki, telefonun şarjının bitmesi veya telefonu nereye koyduklarını bulamamak dahi streslerini hayli artırır. Sürekli iletişim halinde olduğunda ise rahatlayıp sakinleştiğini hissederler.
Özellikle okul çağındaki gençlerde oldukça sık görülen bir sorun, gençlerin psikolojik ve bedensel gelişimleri ile sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkilemekte ve okul başarılarını düşürmektedir. Teknoloji kullanım süresi arttıkça çocuk ve gençler giderek yalnızlaşmakta, sosyal gelişimleri önemli ölçüde gerilemekte, yüz yüze ilişki kurmakta güçlük yaşamakta, öz güvenleri düşmekte, hatta asosyal olabilmekte ve de sosyal kaygı düzeyleri ile saldırganlık davranışları artmaktadır. Bu kısır döngü gençleri teknolojiye daha bağımlı kılmakta, bağımlılıkla birlikte mahrumiyet korkusu daha da ilerlediğinde ise düşünce süreçleri bozulmakta, genel sağlık düzeyleri düşmekte, obsesif, depresif, kaygılı, düşmanca, fobik ve paranoid düşüncelerinin arttığı gözlenmektedir.
Amerika’da yapılan bir başka araştırma, yetişkinlerin cüzdanlarını kaybettiklerini ortalama 4 saat sonra fark ederken cep telefonlarında bu durumun 20 dakikaya düştüğünü gösterdi. Akıllı telefonların üretilmesi ile daha çok artış gösteren bu fobi, panik atak, depresyon, çarpıntı gibi olumsuz durumları da beraberinde getirmektedir. Nomofobi sorunu yaşayan kişiler, ani duygu değişimleri yaşamakta, baş dönmesi, bulantı, kusma, titreme, göğüs ağrısı, nefes darlığı, heyecanlanma, kalp atışında hızlanma gibi yakınmalara maruz kalmaktadır. Bu tür kişiler asla telefonlarını kapatamazlar, yanlarından uyurken bile ayıramazlar, yola çıktıklarında ilk bakacakları telefonlarının var olup olmadığıdır. Ünlü filozof Descartes’in insanlık tarihine geçen ‘Düşünüyorum öyleyse varım’ sözüne nazire yaparcasına bilinçli ya da bilinçdışı olarak, sosyal ağlarda “Görünüyorum öyleyse varım” diye düşünen bu kişiler, telefon söz konusu olunca da “Ulaşıyorum/ulaşılıyorum öyleyse varım” diyebilmektedir. Sonuç olarak telefonunuz yanınızda olsa dahi sıklıkla kontrol ediyorsanız, yanınızda sürekli şarj cihazı ya da yedek batarya taşıyorsanız, telefonunuzun yokluğu sizde fiziksel reaksiyonlara yol açıyor ise, sinyal olmadığında ya da şarj bittiğinde aşırı öfke duyguları yaşıyorsanız, yarım saatliğine olsa dahi telefonunuzu kapatamıyorsanız, yatağa telefon ile giriyorsanız ve uyanır uyanmaz telefonunuza bakma ihtiyacı, olmadığında ise kendinizi eksik hissediyorsanız, yani telefonunuzdan ayrı kaldığınızda hayattan kopuyor iseniz eğer, sizin de nomofobik biri olma ihtimaliniz vardır ve bu durumda vakit kaybetmeden bir uzmandan destek almanız gerekmektedir.
Peki Nomofobi’nin Nasıl Üstesinden Gelinebilir?
Modern çağın fobisi olarak nitelendirilebilecek bu korkunun altında yatan asıl faktörün yine modern çağın tetiklediği yalnızlık ve bağımlılık olduğu söylenebilir. Kurtulmak için de öncelikle kişinin bunu bir sorun olarak kabul etmesi ve bu durumla ilgili bir farkındalık geliştirmesi gerekiyor. Kişinin hayatındaki hangi boşluğun ikamesi olarak telefonu kullandığını ve ona bağımlı olduğunu anlaması, o konuda hayatını değiştirip dönüştürmesi ya da yenilemesi için bir fırsat olabilir. Teknoloji size hükmedeceğine siz ona hükmedin ve hiç olmazsa ara sıra hayatınızdan çıkarın. Böylece çocuklarınızı da kurtarmış olursunuz. Üstesinden gelemediğiniz bir bağımlılık durumu söz konusuysa eğer deneyimli bir psikoterapistten yardım almaktan da çekinmeyin.