İnternet Bağımlılığı ve Çocuklarımız
Teknolojinin gelişmesi, bilgisayar ve internet kullanımını toplumun her kesiminde ve bütün yaş gruplarında yaygınlaştırmıştır. İnternetin ortaya çıkışı dünyada her türlü bilgiye sınırsız bir erişim sağlamış, bilgi paylaşımını kolaylaştırmış ve araştırmacıların olanaklarını arttırmıştır. Ancak internetin çok hızla yaygınlaşması, aşırı internet kullanımı gibi bir olumsuz sonucu da beraberinde getirmiştir. Bu nedenle, dünya üzerinde milyonlarca internet kullanıcısının bir kısmı “internet bağımlısı” olarak tanımlanmaktadır. Bu çerçevede özellikle okul çağındaki gençlerde oldukça sık görülen bir sorun olan bilgisayar ve internet bağımlılığının, gençlerin psikolojik ve bedensel gelişimleri ile sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkilediği ve okul başarılarını düşürdüğü saptanmıştır.
Bağımlılık; kişinin kullandığı bir nesne veya yaptığı bir eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlamasıdır. Yani kullanım ve davranışta iradenin ortadan kalkması ve kişinin, istese de istemese de bağımlı kullanımı veya davranışını sürdürmesidir. İnternet bağımlılığı ise; internetin aşırı kullanılmasına yönelik isteğin önüne geçilememesi, internete bağlı olmadan geçirilen zamanın önemini yitirmesi, yoksun kalındığında aşırı sinirlilik hali ve saldırganlık ortaya çıkması, kişinin iş, okul, sosyal ve ailevi hayatının giderek bozulması olarak tanımlanabilir.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK, 2013) Türkiye’deki 16–74 yaş grubu ile gerçekleştirdiği Bilişim Teknolojileri Kullanımı Araştırması’nda, bilgisayar ve internetin kullanım oranının en yüksek olduğu yaş grubunun 16–24 olduğu saptanmıştır. 16–74 yaş grubundaki bireylerde bilgisayar ve internet kullanım oranları sırasıyla %49,9 ve %48,9’dur. Yine TÜİK’in (2013) 6–15 yaş grubundaki çocuklarla internet ve bilgisayar kullanımı üzerine yaptığı araştırmada çocukların internet kullanmaya başlama yaşı ortalama 9’dur. 06–15 yaş grubundaki çocukların bilgisayar, internet ve cep telefonu kullanım oranları sırasıyla %60,5, %50,8 ve %24,3’tür. 06–15 yaş grubunda internet kullanan çocukların %38,2’si interneti iki saate kadar, %47,4’ü üç ila on saat arasında, %11,8’i 11 ila 24 saat arasında, %2,6’sı ise 24 saatin üzerinde haftalık ortalama internet kullanmıştır.
Kişinin teknoloji kullanımı üzerinde kontrolünün kaybolması ve teknolojiyi ölçüsüz ve sınırsız kullanması çok ciddi zararlara sebep olabilir. Yapılan araştırmalar, internette fazla zaman geçiren çocuk ve gençlerin giderek yalnızlaştığını ve yüz yüze ilişki kurmakta güçlük yaşadıklarını ortaya çıkarmıştır. Bilgisayar oyunları ise bağımlı kullanım olduğu takdirde zarar açısından internet’ten daha masum değildir. Uzmanlar, bilgisayar oyunlarının zihinsel fonksiyonlarda bozulmaya yol açtığını düşünmektedirler. Örneğin teknoloji kullanım süresi arttıkça çocuk ve gençlerde düşünce süreçlerinin bozulduğu, kişiler arası duyarlılıkların azaldığı ve genel sağlık düzeyinin düştüğü görülmektedir. Aynı zamanda obsesif, depresif, kaygılı, düşmanca, hostil, fobik, paranoid düşüncelerin arttığı gözlenmektedir. Yoğun bir şekilde İnternet kullanan ve bilgisayar oyunları ile zamanını geçiren çocukların, sosyal gelişimlerinin önemli ölçüde gerilediği, öz güvenlerinin düşük, sosyal kaygı düzeylerinin ve saldırganlık davranışlarının ise yüksek olduğu tespit edilmiştir. Nitekim yürütülen çalışmalarda, bilgisayar başında fazla zaman geçiren çocukların beyinlerindeki temporal dopaminerjik aktivitede artış olduğu ve bu çocukların hiperaktivite bozukluğu kriterlerini taşıdıkları belirlenmiştir.
TEDAVİ YAKLAŞIMI
İnternet bağımlılığının tedavisinde internete erişimi engellemek, sanıldığı gibi işlevsel bir yöntem değildir. Bilgisayar ve internet, hayatın her alanında yer aldığından internet bağımlılığı olanlarda, kaçınma davranışına odaklanmak pratik çözümler sunmadığından bağımlılığın tedavisinde kontrollü internet kullanımı en uygun yaklaşımdır. Bağımlılıkta izlenmesi gereken yöntem, yeme bozukluklarındakine benzer şekilde “kontrol” olmalıdır. Ayrıca diğer tüm bağımlılıklarda olduğu gibi internet bağımlılığında da sorunu sadece kişi ile sınırlamak ve tanımlamaya çalışmak büyük bir yanılgıdır. Kişinin bu sorunları yaşamasında sosyal çevresi, aile ilişkileri ve özellikle aile ortamı önemli yer tutmaktadır. İnternet bağımlısı bireyle yapılan bireysel terapi oturumlarının yanında ailenin de bu konuda desteklenmesi, bağımlılığa neden olabilecek veya bağımlılığı tetikleyebilecek aile içi dinamiklerin ele alınarak ailenin sağlıklı ilişkiler geliştirmesinin sağlanması, bağımlılığın tedavisi açısından oldukça önemli bir yer tutmaktadır.