Pandemi ve Çocuklar
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 Pandemisi nedeniyle oldukça uzun ve olağandışı bir süreçten geçiyoruz. Bu küresel salgın, yoğun bir stres kaynağı olarak her birimizin ailesini, işini ve yaşamını etkileyen, varlıklarını tehdit eden, sıkıntı verici niteliği olan bir travmadır. Bu örseleyici yaşam deneyimine çocukların, yetişkinlerin, ailelerin ve toplumların sürecin farklı dönemlerinde farklı ruhsal tepkiler göstermesi olağandır.
Pandemi döneminde ebeveynlerin psikososyal ve ekonomik kaygılarının yanı sıra çocuklarının psikolojileri hakkındaki endişeleri de oldukça belirginleşti. Hemen hemen tüm anne babalar çocuklarının bu dönemi nasıl daha sağlıklı geçirebileceklerinin merakı içinde. Burada göz ardı edilmemesi gereken nokta her çocuğun farklı olduğu gerçeğidir. Çocuklarda psikolojik sağlamlık kadar yaş dönemi ve gelişim özellikleri de ebeveyn tutum ve davranışlarını etkilemektedir. Ebeveynlere düşen en önemli sorumluluk ise panik yapmadan akıllı, sağduyulu, hassas ve özenli davranma çabalarını sürdürmeleri olacaktır.
Bebeklik Dönemi
Bebeklik döneminde bakım veren ile kurulan güvenli bağ, aynı zamanda dünyanın da güvenli bir yer olduğuna dair hislerimizin temelini oluşturur. Özellikle 0- 2 yaş aralığındaki bebeklerin beslenme, güvenlik ve sevgi ihtiyacının anlaşılması ve karşılanması oldukça önemlidir. Temel ihtiyaçlarımız karşılandığı sürece bu hislerimiz devam eder ve ileriki yaşların sağlıklı geçmesine zemin oluşturur. Pandemi döneminde yaşanan birçok stres faktörü olmasına karşın ebeveynler çocuklarının ihtiyaçlarını ertelemeden ya da ihmal etmeden karşıladığı sürece onların güven duygusunu koruyacaktır. Evde geçirdiğimiz bu süreçte onların ihtiyaçlarını görmek, yakından takip etmek avantaj olarak görülmelidir. Sıklıkla ağlama, besin reddi, uyku düzeninde bozulmalar gibi belirtiler çocukların huzursuz hissettiklerine dair ipuçları verebilir.
Okul Öncesi
Bu dönemde çocuklar keşfetmek, özgür olmak ister. Keşfederken karşılaştığı zorluklarla başa çıkmaya öğrenir. Ancak pandemi döneminde ebeveynlerde azalan tahammül ve artan kaygı ile birlikte çocukların özgürlük alanı da kısıtlandı. Özgürce keşfedebilecekleri ve karşılaştığı sorunlarla başa çıkabilecekleri durumlar yaratmak isteseler de ebeveynlerden sıklıkla ‘yapma, dokunma, karıştırma, atlama, düşme…’’ gibi birçok engellemelerle karşılaştılar. Çocukların hem özgürlük hem de korunma ihtiyacına cevap vermek ebeveynler için oldukça zorlayıcı oldu. Bu durumda uygulanacak en iyi yöntem çocukları içtenlikle dinlemek, kendilerini sözel veya davranışlar olarak anlatmalarına izin vermek, anlatılanları duymak ve onlara sevgi ve destek dolu cevaplar vermektir. Ebeveynlerinden ayrılamama, uyku düzeninde bozulma, iştahsızlık, gece korkuları ve alt ıslatma, agresif davranışlar, somatik ağrılar, konuşma reddi gibi semptomlar kaygılı bir çocuk hakkında bize bilgi verebilir.
İlkokul Dönemi
Okulların kapalı olduğu, çocukların yüz yüze eğitim yerine online eğitime adapte olmaya çabaladığı pandemi döneminde bu yaş gkendilerine söz hakkı verilmesidir. Normal olmayan bir süreçten geçtiğimizi ve bunun geçici olduğunu anlatırken ödevlerini yapmalarına, şartlara uygun olarak arkadaşlarıyla zaman geçirmelerine ve rutinleri korumalarına imkan sağlamak gerekir. Eğitim- öğretim gelişiminde bazı aksaklıklar yaşanması normal karşılanmalı, ebeveyn- çocuk ilişkisinin dinamik ve sağlıklı olmasına gayret edilmelidir. Bunun haricinde yaşanan problemlerin ileride telafi edilebileceği unutmamalıdır. Çocukta huzursuzluk, uyku ve yeme düzeninde bozulma, saldırganlık, dikkatini toplamada ve odaklanmada güçlük, regresyon görülüyorsa süreci yönetmede zorlandığını anlatıyor olabilir.
Ergenlik Dönemi
Pandemi döneminden en çok etkilenen ve en çok zorlanan gruptur. Sosyal grupların, aktivitelerin arttığı bu dönemde okul eksikliği yoğun bir şekilde hissedilir. Çocukluktan yetişkinliğe geçtikleri bu dönemde onlara destek olmak, kişisel alanlarını yaratmalarına yardımcı olmak, birey olma yolunda yan yana yürüyebilmek, samimi ve içten bir şekilde paylaşımlarda bulunmak oldukça önem taşır. Ruhsal, duygusal ve fiziksel değişikliklerin devam ettiği bir yaşam döneminde olduklarından ergenler salgını inkar edebilir ve hayatlarında değişiklik yapmayı reddedebilirler. Uyku ve yeme düzeninde bozulma, üzüntü, kaygı, saldırganlık, alkol ve sigara kullanımı gibi dışa vuran belirtiler özenle takip edilmelidir.