Kronik Hastalıklara Bütüncül Yaklaşım
Günümüzde beklenen yaşam süresinin artmasıyla beraber kronik hastalıklar da daha yaygın hale gelmiştir. Diyabet, hipertansiyon, kardiyovasküler sistem hastalıkları, osteoartrit gibi eklem hastalıkları, KOAH ve astım gibi solunum sistemi hastalıkları ile migren en sık görülen kronik hastalıklardandır ve toplumda yaygınlıkları giderek artmaktadır. Bu da her geçen gün çok daha fazla kişinin bu hastalıklarla karşılaşacağı anlamına gelmektedir. Hastalıkların uzun süre devam etmesi, hastada başka sağlık sorunlarının da başlamasına ve işlevsellik kaybı yaşanmasına yol açabilmektedir. Tam da bu noktada devreye giren ve de “hastalık yoktur, hasta vardır” ilkesine dayanan bütüncül yaklaşım, hastalıktan ziyade hastanın kendisine daha çok önem veren, hastayı ön plana alan, hastanın yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen bir tedavi yöntemidir.
Kronik hastalıklara bütüncül yaklaşımda genel olarak; hastalıkların sağaltımında ve takibinde kişileri biyopsikososyal olarak değerlendirmek, bir bütün olarak ele alarak sosyal, kültürel ve çevresel olarak etkileyen faktörleri tüm yönleriyle gözden geçirmek amaçlanmaktadır. Bütüncül Tıp Uygulamalarında, bir yandan problemin tanımlanması ve bir tedavi yöntemi önerilmesi, diğer yandan ise hastanın bir bütün olarak değerlendirilerek kişiye özgü yaşam tarzında değişiklikler yapılması planlanmaktadır.
Şüphesiz ki bir hastalığın yönetimi, tanı ve tedavi şemasından çok daha fazlasını içermektedir. Bütüncül yaklaşımı benimseyen hekimler, bir yandan problemi tanımlayarak tedavi yöntemi önerirlerken diğer yandan da hastaları anlamaya çalışarak inançları, sosyal, ekonomik ve kültürel problemleri, kişisel beklentileri ve aile yapısını göz önünde bulundurmaya çalışırlar. Hastaların beslenmesinden, alacağı destek ve takviyelere, sosyal ve iş çevreleri ile özel yaşamından, psikolojik durumuna kadar ilgilenerek bir yaşam değişikliği planı sunarlar.
Bir hastanın kişiliği, korkuları ve kaygılarının her hastalıkta rol oynadığını bilmek, ruhsal, entelektüel, duygusal, sosyal ve ekonomik faktörlerin kişinin hastalığı üzerine etkisini göz önünde bulundurmak bütüncül yaklaşımın yapıtaşıdır.
Unutulmamalıdır ki hekimlerin, rehber olacak şekilde hastalarla ortak hareket etmeleri ve onları sağlığa götüren yolda birlikte yol almaları, tedavinin başarısı açısından en önemli şartlardan biridir.