Kızlık Zarı Erkekliğin ve Bekaretin İspatı Gibi Görülüyor
Cinsellik; sevginin, ruhun ve bedenin bir bütün halinde ahenk içinde paylaşımıdır. Türkiye’de ise cinsellik bir sınav, erkekliğin ve bekaretin ispatı gibi görülüyor. Tüm bu duygu ve düşünceler baskı ve gerilim yaratıyor. İlk gece sorun yaşayan çiftler, sonraki yaşamlarında da sorun yaşıyorlar. Bu ülkede erkeklerin yüzde 70’inde, kadınların ise yüzde 80’inde cinsel sorun varsa, bunun nedeni doğru olduğu zannedilen ama aslında yanlış olan cinsel mitlerdir ve bunun değişme zamanı gelmiştir.
Kızlık zarı vajina deliğinin ağzında, yaklaşık 1.5-2 cm içeride incecik bir mukoza tabakasından oluşur. Bu zar sadece insanlarda ve atlarda bulunur. Ama atlarda vajinismus sorunu yoktur çünkü insanlar gibi kasmazlar; bizim gibi korkuları ve tabuları yoktur. Bu tabuların yıkılması kadınlarda vajinismus, erkelerde ise iktidarsızlık ve erken boşalma sorunlarını ortadan kaldıracaktır.
Kızlık zarı halka yanlış anlatılıyor ve insanlar yanlış beklentilere itiliyor. Normal yapıdaki kızlık zarı doğuştan esnek ve deliktir; anormal bir kızlık zarı çok nadir görülür. Bunun kanıtı kadının adet görmesidir. İdeal şartlar altında kızlık zarı, ilk cinsel ilişki deneyiminde ve sonrasında kanamaz, yırtılmaz, delinmez, patlamaz, ağrı ve acı yapmaz. Kadın kendini ne kadar kasarsa, ne kadar çok kuruluğu olursa, erkek ne kadar çok acele ederse kanama, ağrı ve acı o kadar artar. Yemek yerken kuru kuruya bir lokmayı çiğnemeden yutmaya çalışırsak boğazımız tahriş olmaz mı? Kanama ve acı olmaması için, erkek acele etmeyecek, karısının duygularını ve bedenini uzun uzun okşayacak, kadın kendini kasmayacak ve ıslanması tam olduğunda cinsel ilişkiye girilecek. Oysa toplum olarak kızlık zarının kanayacağına inandığımız ve kan görmeye şartlandırıldığımız için bu gerçekleşiyor. Özellikle genç kızların kâbusu haline gelen ilk gecede çiftlerin ve ailelerinin kızlık zarının kanamasını beklemesi, gelin ve damat üzerinde korkunç bir baskı meydana getiriyor. Bu gerginliğe bir de düğün öncesi ve sonrası gerilimlerin de eklenmesiyle çiftler gerdek odasına oldukça gergin bir halde giriyor. Bu psikolojik örtü içerisinde ideal cinsel ilişki şartları oluşamıyor. Bunun sonucunda da geline büyük acılar yaşatan kanamalar ortaya çıkabiliyor.
İlk geceyi kanamasız ve acısız atlatmak isteyen çiftlere şu önerilerde bulunuyorum:
- Öncelikle rahat olmaya, gevşemeye çalışın.
- Aceleci ve sabırsız davranmayın.
- Düğün öncesi ve sırasında yaşanan gerginlikleri bir tarafa bırakmaya gayret edin.
- Mümkün olduğu kadar birbirinizle konuşun, dokunun, gülümseyin.
- Kendinizi rahat hissetmiyorsanız güzel bir duş alarak rahatlamayı deneyin.
- Erotik masaj yaparak birbirinizi rahatlatın.
- Önsevişmeyi birbirinizi yeterince uyaracak kadar uzun tutun.
- Bütün bunlara rağmen gerginliğiniz devam ediyorsa o gece yapmak zorunda olmadığınızı hatırlayın.