Depresyon: Yaşamı Tehdit Eden Bir Hastalık!
Bir çok insan sık sık “ben depresyondayım” der. Aslında çoğu zaman üzgün olduklarını kastediyorlardır. “Gerçek” bir depresyon ise zannedildiği gibi sıradan bir üzüntü, başarısızlık, zayıflık ya da iradesizlik hali değildir! Depresyon, kişinin düşüncelerini, duygularını, bedenini, davranışlarını ve sosyal ilişkilerini kısacası tüm yaşamını etkileyen ciddi bir tıbbi hastalıktır. Kronik bir üzüntü ve günlük işlevleri en az iki hafta boyunca yerine getirememe ile birlikte normalde yapmaktan keyif alınan etkinliklere ilginin kaybolması olarak tanımlanmaktadır.
Yapılan çalışmalar, kadınların hastalığa yakalanma riskinin erkeklere göre iki kat fazla olduğunu ve nüfusun % 20’ye varan oranının çeşitli şekilleriyle depresyondan etkilendiğini, çocukluktan yaşlılığa kadar her yaşta ortaya çıkabileceğini yani herkesin başına gelebileceğini ve de tedavi edilmeyen depresyonun ortalama ömrü kısaltabileceğini göstermektedir.
Depresyonda olan kişiler yaşamdan zevk alamazlar ve en basit kararları vermekte bile büyük güçlük çekerler. En temel özellikleri üzgün bir ruh hali veya boşluk hissi olmakla birlikte genellikle enerji kaybı, bitkinlik (tükenmişlik), uyku ve iştah değişikliği, kaygı, korku, ağrı, konsantrasyon azalması, kararsızlık, huzursuzluk, gerginlik, kilo kaybı, cinsel isteksizlik, sık sık alkol kullanılması, değersiz, suçlu ya da umutsuz hissetme, kendine zarar verme veya intihar düşünceleri de eşlik edebilmektedir. Kırk yaşına kadar olan insanlarda depresyon kaynaklı intihara bağlı ölüm, kazayla ölümden sonra en sık görülen ikinci ölüm nedenidir. Depresyon tedavi edildiğinde ise baskın gelen ölüm isteği ortadan kalkacaktır.
Moraliniz Bozuk veya Çökkün Hissediyorsanız Neler Yapabilirsiniz?
- Bağlarınızı koruyun; aileniz ve arkadaşlarınızla iletişiminizi koparmayın.
- Güvendiğiniz biri ile duygularınız hakkında konuşun.
- Kısa bir yürüyüş bile olsa düzenli olarak egzersiz yapın.
- Düzenli yeme ve uyku alışkanlıklarınıza sadık kalın.
- Alkol kullanımından kaçının veya kısıtlayın, uyuşturucu kullanmayın. Bu alışkanlıklar depresyonu kötüleştirebilir.
- Hoşlanacağınızı düşünmeseniz bile her zaman yapmaktan keyif aldığınız şeyleri sürdürmeye gayret edin.
- Devam eden olumsuz düşüncelerinizin ve öz eleştirinizin farkında olun ve bu düşünceleri olumlu düşüncelerle değiştirmeye çalışın. Başarılarınız konusunda kendinizi tebrik edin.
- Bütün bunlara rağmen üstesinden gelemiyorsanız psikoterapistiniz veya doktorunuzdan uzman yardımı isteyin.
Depresyon Tedavisi Mümkün!
Depresyon, günlük yaşamdaki işlevsellik ile kişiler arası ilişkilerde önemli sorunlara ve verimlilikte bozulmalara neden olan bir ruhsal bozukluk olsa da en umut verici yanı tedavi edilebilir bir ruhsal sıkıntı olmasıdır. Mutsuzluk, umutsuzluk ve çaresizlik durumu olan depresyonda, sıkıntılarınızı paylaşmak ruhsal iyileşmeye giden yolun ilk adımı olacaktır. Depresyon tanısı almış hastaların %50-85’ i en az bir atak daha geçirmektedir. İlk ataktan sonra hastalığın ortalama yineleme oranı %40, ikinci ataktan sonra %55, üçüncü ataktan sonra %75, dördüncü ataktan sona %90 olarak kabul edilmektedir. Kronikleşme ve tekrarlama risklerinden dolayı depresyon tedavisinde hedef sadece geçici iyileşme değildir. Kısa vadede hedef iyileşme, orta vadede hedef depresyonu engelleyebilmek, uzun vadede ise hedef koruyucu tedavidir. Bu bilgiler ışığında depresif hastaların etkin tedavisi bütüncül bir yaklaşım gerektirmektedir ve bu tedavi daima psikoterapi içermelidir. Bu nedenle, üstesinden gelemediğiniz depresif yakınmalarınız varsa kendiniz, çevreniz ve geleceğiniz için deneyimli bir terapiste başvurmaktan çekinmeyin.
Düşüncelerimiz, duygularımız ve eylemlerimiz birbirlerinden daima etkilenirler ve fiziksel fonksiyonlarımız üzerinde etki yaparlar. Tipik depresif düşünce ise tek taraflıdır ve biçimi negatiftir. Bu şekilde depresif ruh hali, negatif düşüncelerle daha da pekiştirilir ve depresyon, her şeyi karanlık bir gözlükle görmek zorunda bırakır. Psikoterapi bu gözlüğü yavaşça çıkarmaya yardımcı olur.
Psikoterapi, ideal olarak negatif bireysel değerlendirmenin düzelmesine, kişisel stresli kritik durumların iyileşmesine ve davranış değişikliğine yol açar. Terapinin amacı; depresif hissedilen zaman dilimini azaltmak, tekrar depresyona girmeyi engelleyecek ve kişiyi koruyacak yolları öğretmek ve de kişinin hayatı üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmasını sağlamaktır. Kişi, duygularını etkileyen düşünce ve hareketleri tanımlarken, üzerinde daha fazla kontrol kurmaya başlar. Bu durum ruh halinin düzelmesine ve daha iyi hissetmesine yardımcı olur. Böylece haz veren davranışlar arttırılırken cezalandırıcı davranışların ise azaltılması sağlanabilmektedir. Hastalığın hafif formlarında sadece psikoterapi ile birlikte genellikle çok iyi tedavi sonuçları elde edilebilirken, orta ve ağır formdaki depresyon tedavisinde ise terapiyle birlikte antidepresanlarla ilaç tedavisi uygulanır.
Depresyon Tedavisine Yönelik Kısa Temel Öneriler:
- İyileşme konusunda sabırlı olun! Depresyon genellikle yavaş gelişir ve tedavi edilirken de adım adım geriler. Bu nedenle tedavi zaman alacaktır.
- İlaçlara ihtiyaç duyduğunuzda, lütfen bunları tamamen doktor reçetesine göre alın.
Bilmelisiniz ki etkisi genellikle gecikmeli olarak ortaya çıkacaktır.
- Antidepresanlar bağımlılık yapmazlar ve kişiliği değiştirmezler.
- Doktorunuza sağlık durumunuzdaki herhangi bir değişikliği bildirmeniz ve tedavi
kapsamında muhtemelen edineceğiniz endişe, korku ve kuşkularınızı açık bir şekilde net olarak konuşmanız önemlidir.
- Gözlemlediğiniz yan etkileri hemen sorun. Bunların çoğu zararsızdır ve sadece başlangıçta görülür.
- Kendinizi daha iyi hissettiğinizde bile, ilaçları bırakmayın! Tedavi bitiminde doktorunuz dikkatlice planlayarak kesilmesine karar verecektir.
- Her günü bir önceki akşam mümkün olan en doğru şekilde planlayın (örneğin bir zaman
tablosu ile). Keyifli faaliyetlere de zaman ayırın.
- Küçük ve gerçekleştirilebilen hedefler koyun. Doktorunuz veya terapistiniz bu konuda size yardımcı olacaktır.
- Bir ruh hali günlüğü tutun. Doktorunuz veya terapistiniz bunun nasıl yapılacağını ve
tuttuğunuz kayıtları birlikte düzenli olarak nasıl değerlendireceğinizi açıklayacaktır.
- Uyandıktan sonra derhal kalkın ve yatağı terk edin. Depresyonda yatağın içinde ‘saplantılı düşünceler’ hazırda beklemektedir. Baş etmek genellikle çok zor olabilir.
Bu durumda doktorunuz veya terapistinizle birlikte stratejiler üzerinde çalışın.
- Fiziksel olarak aktif olun; hareket etmek ve egzersiz yapmak antidepresif etkilidir ve sinir hücrelerinin yeniden oluşumunu destekler.
- Daha iyi hissetmeniz durumunda: Kişisel olarak yeniden nüksetme riskini azaltmak
konusunda doktorunuzla veya terapistinizle birlikte çalışabilirsiniz. Erken uyarı işaretleri ve bir kriz planı üzerinde çalışılması önemlidir.